Kordon Kani Nedir? Saklanmalı Mı?

Amerika’da 80’lerin başlarında kordon kanı saklaması uygulaması başlatılırken, Türkiye’ye bu uygulamanın gelmesi ise 2000’li yılların başlarını bulmuştur. Türkiye’de “Kordon Kanı Bankacılığı Yönetmeliği” 2005 yılı itibariyle düzenleme bulmuştur.

Peki, Kordon kanı nedir? Saklanmalı mı? Kordon kanı, bebeğin yeni doğduğu sırada alınan, kök hücre bakımında zenginliği ile bazı hastalıkları şifa olduğu düşünülen bir uygulamadır. Organizmadaki her hücre, doku ve organın kaynağı olduğu bilinmektedir.

Kordan kanının kök hücre tedavisinde faydalı olacağı hakkında birçok görüş mevcuttur. Kimi bilim insanları ise saklamanın sanıldığı kadar faydalı ve yararlı olmayacağı düşüncesindeler. Boşuna para vermek gibi düşünenlerde yaygındır.

Kordon Kanı Nasıl Alınıyor?

Kordon kanı, doğumu gerçekleştiren hekim tarafından, bebek anneden ayrılır ayrılmaz alınarak, pediatrik kan torbasına alınarak muhafazası yapılır. Toplanan bu kan, oda ısısında muhafaza edilerek, bir temsilci ya da aile aracılığıyla kordon bankasına ulaştırılır.

Kordon Kanı Nasıl Saklanıyor?

Kan miktarı en az 60 cc kadar olması gerekir. Alınan bu kordon kanı bir sistem içerisinde ayrıştırılarak, aşamalı olarak, sıvı azot aracılığıyla ısısı -196 dereceye getirilerek karantina tankına alınır. Kordon kanını uygun şartlarda saklanır ve yaklaşık 20 gün sonra ana saklama tankına konulur.

Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı yönetmeliğe göre kordon kanı saklama süresi 12 yıl olarak belirtilmiştir. Bazı bilimsel kaynaklara göre -196 derecede sıvı azot ile saklandığında 25 yılın üzerinde bozulmadan aynen kaldığı belirtilmektedir. Türkiye’de kordon kanı saklayan özel ve kamu kuruluşların sayısı 10 civarında seyretmektedir.

Kordon Kanı Hangi Hastalıkların Tedavisinde Kullanılmaktadır?

Kordon kanı saklamak isteyen kişiler, iyi bir araştırma sonrasında bunun kararını vererek kordon kanını saklatmak istiyorlar.

Hangi hastalıklar için saklandığı ise şu şekildedir:

  • Kan ve kemik iliği kaynaklı kanserlerin tedavisinde kök hücre amaçlı saklanmaktadır,
  • Bağışıklık sistemi yetmezliği gibi durumlarda,
  • Diyabet ve böbrek kanseri tedavilerinde,
  • Karaciğer hastalıkları,
  • Koroner hastalıklar,
  • Otoimmün ve metabolik hastalıklar,
  • Kronik enflamatuar hastalıklar,
  • Diğer ilerlemiş kanser türlerinin tedavisinde,

İyileştirici etkisi olduğu bilinen ve son yıllarda birçok annenin ve ailelerin tercih ettiği bir uygulamadır.

Kordon Kanı Hakkında Diğer Bilinmesi Gerekenler

Kordon kanı uygulamasına, yaşam sigortası gözüyle bakılmamalıdır. Verilen kök hücre sayısı nakil başarısı için önemlidir. Doğumdan sonra kordondan alınacak kanın miktarı belli. Kordon kanı nakli 40 kg üzerinden hastalar için uygun bulunmadığı için hayatın sadece ilk 10-15 yılı için kullanılabiliyor.

Bir diğeri hususta saklanan kordon kanının ihtiyaç duyulma olasılığıyla ilgilidir. Tüm dünyada 1993 yılından beri kordon kanı bankalarında saklanan kordon kanlarının çok az kısmı otolog nakil amaçlı kullanıldığı biliniyor. Bunun nedeni ise; kordon kanı saklanan çocuğun lösemi sebebiyle kök hücre nakli gerekecek olursa başarı açısında ilk olarak tercih edilecek kök hücre kaynağı, saklanan kordon kanı olmayacaktır.

İlk olarak çocuğun kardeşinin veya aile dışı bir vericinin kök hücreleri olacaktır. Bazı araştırmacılara göre ise, sadece ailelerinde ilik nakli gerekecek bebekler için bu uygulamanın yapılması gerektiğidir. Bu nedenle kordon kanı saklayın ya da saklamayın demek oldukça zordur. Fayda sağlamayacağınız bir işlem için maddi kısım sizi zorlamayacak ise tercih etmeniz daha doğru olur.

Esra Çabuk Cömert
Yazar:

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Son Güncellenme Tarihi: 05.01.2024