Adet döngüsü ile gebelik arasında doğrudan bir ilişki vardır, bu nedenle ikisini aynı anda deneyimlemek fizyolojik açıdan çelişkili bir durumdur. “Hamilelikte adet görülür mü?” sorusu gebelik durumunda en çok merak edilen konular arasında yer alır. Bazı özel durumlarda, gebelik sırasında yaşanan vajinal kanamalar, adet kanamasıyla karıştırılabilir. Peki 1 haftalık hamilelikte adet görülür mü? Gelin, merak ettiğiniz soruların yanıtına bakalım.
Adet kanaması, üreme çağındaki her sağlıklı kadının düzenli olarak deneyimlediği fizyolojik bir süreçtir. Rahim iç duvarının (endometrium), döllenmemiş bir yumurtaya karşılık vücut tarafından atılmasıyla gerçekleşir. Bu döngü her ay tekrarlanır ve üreme sisteminin doğal bir parçasıdır ancak gebelik oluştuğunda, bu döngü geçici olarak durur. Döllenmiş yumurta rahme yerleştikten sonra, endometrium tabakası korunur çünkü artık embriyonun gelişimi için gerekli bir ortam haline gelmiştir. “Hamilelikte regl olur mu?” sorusu kadınların kafasını karıştıran bir sorudur ama bilimsel olarak yanıt nettir. Bu tıbbi gerçeğe rağmen bazı kadınlar hamileliklerinin ilk aylarında adet gördüklerini düşündükleri kanamalar yaşayabilir. Bazı erken gebelik kanamaları ise adet ile karıştırılabilir.
Gebelik sırasında meydana gelen vajinal kanamaların tamamı patolojik değildir ancak her kanama mutlaka dikkatle değerlendirilmelidir. Kanamanın zamanı, miktarı, rengi ve eşlik eden semptomlar, olası nedenin belirlenmesinde önemlidir. Olası nedenler şunlardır:
Yerleşme (İmplantasyon) Kanaması: Gebeliğin çok erken dönemlerinde, döllenmiş yumurtanın rahim duvarına tutunduğu sırada hafif bir kanama meydana gelebilir. Bu kanama genellikle döllenmeden yaklaşık 6-12 gün sonra gerçekleşir ve çoğunlukla adet dönemiyle çakıştığı için yanlış yorumlanabilir. Renk olarak açık pembe ya da kahverengi olabilir ve genellikle lekelenme tarzındadır. Ağrısızdır veya çok hafif kramp eşlik edebilir. Bu kanama kısa sürelidir ve müdahale gerektirmez.
Servikal Duyarlılık ve Temasa Bağlı Kanamalar: Hamilelik hormonları serviks bölgesinde (rahim ağzı) belirgin bir hassasiyet oluşturabilir. Bu dönemde artan kan akışı ve doku hassasiyeti nedeniyle özellikle vajinal muayene veya cinsel ilişki sonrası hafif kanamalar görülebilir. Bu kanamalar genellikle tehlikeli değildir ancak ilk defa yaşanıyorsa hekim değerlendirmesi önerilir.
Düşük Tehdidi ve Düşük: Gebeliğin özellikle ilk 12 haftasında yaşanan kanamalar, bazen düşük tehdidinin ya da gerçekleşmiş bir düşük sürecinin habercisi olabilir. Bu durumda kanama genellikle parlak kırmızı renktedir, miktar olarak fazladır ve pıhtılı olabilir. Kanamaya bel veya kasık ağrısı da eşlik edebilir. Bu belirtiler acil değerlendirme gerektirir. Her kanama düşük anlamına gelmese de bu olasılığın dışlanması için mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Dış Gebelik (Ektopik Gebelik): Dış gebelik, döllenmiş yumurtanın rahim dışında, en sık olarak fallop tüplerinde yerleşmesiyle oluşur. Bu durum ciddi sağlık riski oluşturur ve çoğu zaman acil müdahale gerektirir. Dış gebelikte görülen kanama, adet kanamasından farklıdır; genellikle lekelenme şeklindedir ve şiddetli karın ağrısı, baş dönmesi, bayılma gibi sistemik semptomlarla birlikte olabilir.
Plasenta ile İlgili Sorunlar: Hamileliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde yaşanan kanamalar, plasentayla ilgili problemlere işaret edebilir. Plasenta previa (plasentanın rahim ağzını kapatması) veya abruptio plasenta (plasentanın rahim duvarından erken ayrılması) gibi durumlar anne ve bebek sağlığı açısından riskli olabilir. Bu tür kanamalarda acil tıbbi değerlendirme ve doğuma kadar yakın takip gerekir.
Gebelikte görülen bazı vajinal kanamalar, zamanlama ve özellikleri nedeniyle kadınlar tarafından çoğu zaman adet kanamasıyla karıştırılabilmektedir. 9 ay adet olup hamile olanlar ifadesi aslında gerçek bir adet kanamasından değil farklı kanamalardan söz eder. 9 haftalık gebelikte adet sancısı çoğu zaman rahim kasılmaları ve büyümesine bağlıdır. Özellikle döllenmenin ardından yaklaşık 6 ila 12 gün içinde gerçekleşen implantasyon (yerleşme) kanaması, adet dönemine yakın bir tarihte ortaya çıkabilir ve bu nedenle fark edilmesi güçtür. Bu tür kanama genellikle hafif, kısa süreli ve lekelenme şeklindedir, rengi açık pembe ya da kahverengidir. Ancak adet kanaması daha uzun sürer, miktarı daha fazladır ve genellikle kırmızı renktedir. Bununla birlikte bazı kadınlar gebeliğin ilk haftalarında tekrar eden hafif kanamalar yaşayabilir ve bu da "hamileyken adet gördüm" şeklinde yanlış bir yorumlamaya neden olabilir.
Oysa tıbbi olarak gebelik sürecinde rahim iç tabakası (endometrium) dökülmediği için gerçek anlamda bir adet kanaması görülmesi mümkün değildir. Adet her ay gebelik oluşmadığında vücudun rahim duvarını dışarı atmasıyla meydana gelir. Gebelik oluştuğunda bu doku korunur ve embriyonun gelişimi için gereklidir. Bu nedenle gebelikte yaşanan kanamalar fizyolojik olarak adetten farklıdır ancak zamanlaması ve şekli nedeniyle, özellikle gebeliğin henüz fark edilmediği erken dönemlerde kadınlar tarafından adet sanılabilir. Bu tür durumlarda kafa karışıklığını önlemek ve olası riskleri ekarte etmek için görülen her vajinal kanama mutlaka bir kadın doğum uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
Gebelikte yaşanan her kanama mutlaka tıbbi değerlendirme gerektirmez ancak bazı durumlar vardır ki gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurulması hayati önem taşır. Öncelikle parlak kırmızı renkte, yoğun miktarda ve durmaksızın devam eden kanamalar, gebeliğin herhangi bir döneminde acil müdahale gerektiren bir durumu işaret edebilir.
Özellikle bu kanamaya şiddetli alt karın ya da kasık ağrısı, pıhtı atımı, belde baskı hissi, baş dönmesi, bayılma, ateş veya titreme gibi belirtiler eşlik ediyorsa düşük, dış gebelik ya da plasenta kaynaklı ciddi bir komplikasyon söz konusu olabilir. Ayrıca gebeliğin ikinci ya da üçüncü trimesterinde görülen kanamalar, plasentanın rahim ağzını kapatması ya da plasentanın rahim duvarından erken ayrılması gibi anne ve bebek sağlığını tehdit eden tablolara işaret edebilir. Her ne kadar bazı hafif kanamalar fizyolojik nedenlerle açıklanabilir olsa da eşlik eden sistemik belirtiler ve kanamanın miktarındaki artış, acil tıbbi değerlendirmeyi zorunlu kılar. Bu tür durumlarda vakit kaybetmeden kadın doğum acil servisine başvurulması, hem anne hem de bebek sağlığı açısından büyük önem taşır.
Siz de hamilelik sürecinizde aklınıza takılan tüm sorularınız için Op. Dr. Esra Çabuk Cömert’e başvurabilirsiniz.